26 Ekim 2014 Pazar

Siz hala telefonunuzun kamera uygulamasını mı kullanıyorsunuz?

Gün geçtikçe selfie fotoğrafları hayatımızda daha çok yer kaplıyor. Selfie öyle bir hale geldi ki, genç yaşlı, ünlü ünsüz herkes birbirinden keyifli ve eğlenceli selfie paylaşıyor. Ofiste, sokakta, mağazalarda gittiğimiz mekanlarda ve gezdiğimiz yerlerde selfie ile eğleniyoruz. Artık hayatımızda selfie çubuğu diye bir şey var. Çünkü iyi bir selfie çekmek için ışık ve efektlerin yanı sıra iyi bir açı da önemli.

Günlük hayatlarımızın bir parçası haline gelen selfie’ler, akıllı telefon üreticilerinin ve uygulama geliştiricilerin de dikkatini çekmiş gibi görünüyor. Akıllı telefon üreticileri selfie için ön kamerası daha kaliteli cihazlar sunmaya başladı. Bunun yanı sıra selfie için yeni uygulamalar da geliştiriliyor. 560 milyon kullanıcısıyla dünyanın önde gelen mobil platformu LINE da geçtiğimiz günlerde özellikle selfie (özçekim) için hazırlanan kamera uygulaması B612’yi piyasaya sunduğunu duyurdu. Siz de “Neden adı B612?” diye düşünüyorsanız, hemen söyleyelim. B612 adını Küçük Prens hikayesindeki bir gezegenden alıyor. Uygulamayı hemen indirmek isterseniz: http://b612.line.me/go

B612’yi sizler için inceledik:
-    Kullanımı oldukça kolay
-    Yalnızca selfie çekimine odaklanıyor
-    Uygulama hem iOS hem de Google Play’de sunuluyor

B612 nasıl kullanılır?

Büyük ekranlı telefonlarda selfie çekmenin en önemli dertlerinden biri olan telefonu düşürmeden tutma sorunu B612’nin tek elle kullanabilmeye imkan veren yapısıyla çözülmüş. Fotoğraf çekmek için ekranın herhangi bir yerine dokunmak yeterli. Standart kamera uygulamalarında selfie çekmenin en büyük dertlerinden birisi de uzaktan güzel, yakından kötü görünen selfie’ler ve bunları silme derdi… B612’de sen istemeden fotoğraflar cihaza kaydolmuyor.  Selfie’yi çektikten sonra güzel bir kare yakalandığını düşündüğünde ekranın sağ alt köşesinde yer alan “Kaydet” tuşuna basman yeterli oluyor. Ayrıca fotoğraf çekimi sırasında ses çıkmadığı için her yerde selfie çekmek mümkün hale geliyor.

Selfie’ler için özel olarak tasarlanan 53 filtre

“Işık nasıl? Efekt güzel olacak mı? Saçımın rengi belli mi?” gibi dertler için de çözüm sunan B612’de filtreler fotoğraf çekilmeden önce gösterildiği için fotoğraf çekildiğinde nasıl görüneceğini anlamak çok kolay. Android cihazlarda selfie için özel olarak tasarlanmış 53 ve iOS cihazlarda 49 filtre sunan B612’de poz verirken ekranı sağa veya sola sürükleyerek filtreler arasında geçiş yapıp en iyi kare yakalanabilir. Hangisini seçeceğinize karar veremediğiniz anda ortada yer alan tuşa bastığınızda rastgele bir filtre seçiliyor. 

Nereye odaklanacağını bilen uygulama

İnsanları otomatik algılayan B612, arka plandakileri odak dışında tutarak yüzleri ve vücutları vurguluyor. Bu özellik fotoğrafların profesyonel bir kameradan çıkmış gibi görünmesini sağlıyor.

Kolay kolaj hazırlama

Selfie uygulaması olur da kolaj özelliği olmaz mı! Her fotoğrafa ayrı poz ve filtre kullanılabilen kolaj özelliğini açmak için ekranın sol altında yer alan butona tıklamak yeterli.

Selfie’ni istediğin yerden paylaş

Çekilen selfie’ler Facebook, Twitter ve Instagram’da kolayca paylaşılabiliyor.

Bi’Selfie Çek Hediye Kazan

LINE, B612 selfie özelliğini vurgulamak için bir de etkinlik düzenliyor. 21 Ekim – 4 Kasım tarihleri arasında gerçekleştirdiği etkinlik kapsamında, uygulamayla selfie çekip #B612 ve #LINETurkiye hashtag’leriyle Instagram’da paylaşan kullanıcılar selfie çubuğu kazanma şansı yakalıyor.

Bir boomads advertorial içeriğidir.

20 Eylül 2014 Cumartesi

Makyaj/Güzellik : Bitenler #1


Herkese yeniden merhaba, bugünün konusu son zamanlarda bitirdiğim ürünler. 
Her ay bitenler veya favoriler yazısı yazmayı sevmiyorum, favorilerim/bitenlerim biriktikçe yazmayı daha çok seviyorum. Bu bazen üç ayda bir olurken, bazen iki hafta da olabilir.
Bu bitenler ise, son iki ayın bitenleri diyebilirim. O halde daha detaylı incelemeye başlayalım.


Avon wish of love parfümün kokusunu çok sevdim, çevremdeki herkesten de olumlu tepkiler aldım. Çiçeksi, hafif bir kokusu vardı. Ama birçok Avon parfümü gibi, kalıcılığı kötü. Bir daha alacağımı pek sanmıyorum çünkü kalıcılığı kötü olan parfümlerden pek haz etmiyorum.

Fa sport roll-on ve Rexona deodorant yine kokusunu sevdiklerimden. Deodorant kullanmayı sevmediğim için Rexona bir daha alınmayacak. Fa yerine ise She'nin roll-on'unu aldım çünkü hep aynı kokudan sıkılıyorum ve böyle ürünlerin genellikle performansları arasında pek bir fark olmuyor. 


Farmasi zeytinyağlı şampuandan -yanılmıyorsam- bununla birlikte üç tane bitirdim, çok severek kullanıyorum. İçinde paraben olmaması, güzel köpürmesi ve saçlarımı yumuşacık yapması kesinlikle artı!
L'oreal jöleyi sadece deniz tuzlu saç spreyi yapımı için kullandım, bitiren kişi ben değilim anlayacağınız. Onun için bir yorum yapamıyorum.
Morfose keratin serumu beğendim, geceleri yatmadan önce saç uçlarıma sürüyorum. Saçlarımın daha yumuşak olmasını ve kabarmamasını sağlıyor. Severek kullandım, şuan elimde Farmasi'nin serumu var ve onu da yarıladım. İkisini oldukça benzettim, gramaj olarak Morfose daha ekonomik tabi ki. 
Lee Stafford kuru şampuan fena değildi, saç diplerimi birazcık beyaz yapıyordu. Yedirince o sorun hafifliyordu ama yok olmuyordu. Saçlarımı temiz yapmadı, sadece biraz hacim verdi. O hacim de kısa bir süre sonra gidiyor, o yüzden bence çok gerekli bir ürün değil diye düşünüyorum. 


Rosense toniği annem bitirdi, yedeğini açtı. Uzun yıllardır kullanıyor, o yüzden memnun olduğunu düşünüyorum.
Nivea çilekli dudak nemlendiricisini hiç ama hiç sevmedim, kokusu çok kötüydü. Dudaklarıma nem namına hiçbir şey vermiyordu ve yapış yapış bir yapısı vardı. Önceden de kullanmıştım ama nedense bu kadar kötü olduğunu hatırlamıyorum, bir daha hayatta almam.
Rosense el kreminden ikinci kez bitirdim, teyzemle birlikte almıştık ve o kokusunu beğenmedi için kendisininkini de bana verdi. Ben de kokusunu beğenmedim, zorla kullandım. Nemlendirmesi ise fena değildi. Bir daha almam.


Selin limon kolonyasını da kendim bitirmiş sayıyorum, misafirler için falan kullanıldı.
Farmasi Euro fresh whitening diş macununun büyük boyundan da ailecek birkaç kere bitirdik, bu 50 gr'lık küçük boyu. Beyazlatma etkisi gözlemleyemedim ama tadını seviyorum diyebilirim. Stokları var zaten.

Duru parfume duş jelinin büyük boyunu da bitirdiğimi hatırlıyorum, bu küçük boyuydu. Kokusu fena değildi, yoğun bir çiçek kokusu vardı. Ayrıca kokusunun kalıcılığı sıradan duş jellerinden daha iyi, gün içinde kokusunu hissettiğimi söyleyebilirim. Elimde duş jeli var, onlar bitince belki alabilirim.


Bu testerların büyük kısmını tatilde yanıma alıp kullandım, birçoğunun tam boyu da elimde var zaten. Nivea duşta vücut kremini ve Voila'nın saç kremini sevdim. Farmasi deniz mineralli el ve vücut kreminin, şampuanının ve duş jelinin büyük boylarını kullanıyorum. Deniz mineralli olan serinin kokusunu çok seviyorum. Farmasi gece kreminin tam boyunu annem kullanıyor, memnun. Günlük yüz kreminin yapısını pek sevemedim, yapış yapış bir his bıraktı yüzümde.

Son zamanlarda bitirdiğim ürünler bunlardı, ürün bitirme konusunda çok iyi olmadığımı söylemem gerek. Evde atılanlar oluyor ama son zamanlarda toparlayabildiklerim bunlar oldu. Kullandıklarınız varsa veya sizin son zamanlarda bitirdiğiniz ürünler varsa yorum bırakmayı unutmayın.
Güzel günler!

8 Eylül 2014 Pazartesi

Makyaj & Güzellik : Manikür Rutinim


Haftanın ilk gününden merhaba!
Bu pazartesi, ben ve benim gibi öğrenciler için sendromsuz son pazartesi olacak. Okullar açılacak, az kaldı. Bununla ilgili DIY projelerden bir post hazırlamak istiyorum, umarım zamanım olur.
Bugünün konusu ise manikür rutinim hakkında olacak. Bol fotoğraflı, uzun bir yazı hazırladım sizler için. Ayrıca her zamanki kalıplarımdan birazcık uzaklaştığım bir post oldu, detaylar yazıda!


Öncelikle tırnaklarımda ki ojeyi temizliyorum. Kullandığım aseton ve pamuk sürekli değişiyor ama son zamanlarda kullandığım ve memnun kaldığım iki ürün var. Birincisi, Farmasi'nin aleovera içeren asetonu. Diğeriyse, yüzümü  temizlerken de kullandığım Clea pamuklar.


Farmasi asetonun değişik bir ambalajı var, ilk defa böyle bir aseton kullanıyorum. Asetonu bastırarak pamuğa alabiliyorsunuz, böylece fazla dökülme gibi bir ihtimal de olmuyor.


Bu resimde her şey daha net anlaşılıyor. Kısaca, ben bu asetonun kullanımını çok sevdim!


Daha sonrasında yine Farmasi markasına ait tırnak bakım yağlarını tırnaklarıma ve tırnak etlerime sürüyorum. Alttan çevirince fırçaya gelen bir ambalajları var, oldukça pratik buluyorum.


Manikür setim ise, Avon'dan. Aslında Avon'un bu manikür setini pek sevemedim, mesela tırnak makası çok sert ve keskin kesiyor. Törpüleri ise törpülemenin çok uzağında. Pek işe yarar bulmadım açıkçası ama yanımda taşımak açısından pratik oluyor.


İçinde birçok adını bilmediğim alet (?) var. İki tanesini kaybettim, zaten o kadar çok malzemeye gerek duymuyorum. O halde neleri kullandığımdan başlayalım.


Tırnak etlerimi ittirmek için bu aleti kullanıyorum. 


Yakından görünüşü bu şekilde, tırnak etlerimi itmekte oldukça başarılı. Sadece tırnaklarımı çizme gibi bir sorunu var, ya da bu tamamen benim beceriksizliğimle de alakalı olabilir.


Son zamanlarda her ne kadar tırnaklarımı çok uzatmadan törpüleyip kısaltıyor olsam da, eskiden baya bir uzatıp sonra da tırnak makasıyla keserdim. Burdaki fotoğraflarda da tırnaklarım uzun olduğu için öncelikle kestim. Ama her zaman kestiğim gibi yuvarlak değil, bu sefer kısa ve küt kestim.


Daha sonrasında metal törpüyle şekil verip, son aşamada düzeltmek için kağıt törpüyü kullanıyorum. Zamanım olduğunda aynı yöne törpülemeye çalışıyorum, tırnaklara daha az zarar verdiğini duymuştum.


Ojemi uygulamadan önce Gratis'lerde satılan NK markasının kalsiyum jelini tırnaklarıma tek kat olarak sürüyorum ve kurumasını bekliyorum. Kuruduktan sonra, oje uygulamasına geçiyorum. Normalde elim hep siyah ve bordo gibi renklere gider ama son zamanlarda biraz sıkıldım sanırım, daha açık renkli bir şeyler sürmek istedim.


Cecile'in 54 numaralı ojesini görür görmez çok sevdim, hafif metalik beyaz oje olarak tanımlayabilirim sanırım. Tırnağıma ilk katı sürdüm ve 10 dk kuruması için bekledim. Daha sonrasında diğer katı sürdüm, açık renkli bir oje olduğu için katları kalın sürdüğümü belirtmek istiyorum.


Ojenin son katını sürdükten yaklaşık bir dakika sonra, tüm tırnaklarıma Benri'nin oje kurutucu spreyini sıktım.


Tüm bu işlerimi tamamladıktan sonra ellerimi yıkıyorum. Son olarak Farmasi'nin böğürtlen vanilya ve orkide içeren el kremini tırnak etlerime ve ellerime yayıyorum.


Bitmiş hali ise bu şekilde görünüyor. Ojeyi güzel süremediğimi şimdi farkediyorum, üzgünüm.


Tırnaklarımı ilk defa küt, kısa ve açık renk bir ojeyle birlikte görüyorum. Küt ve kısa olmasını sevdim ama açık renk oje olayına hala alışamadım, koyu renklerden kopamıyorum sanırım.

Umarım severek okumuşsunuzdur, bol fotoğraflı manikür rutinim yazımın sonuna geldik. Sizin manikür rutinlerinizi ve vazgeçilmez oje renklerinizi merakla bekliyorum. 
Güzel günler!

6 Eylül 2014 Cumartesi

Birkaç Tatil Resmi

Kısa süreli bir tatile çıktığımdan ve yanıma aldığım ürünlerden bu yazımda bahsetmiştim. Bu post ise, o tatilde çektiğim birkaç fotoğraf hakkında olacak. Sizi fotoğraflarla baş başa bırakmadan önce, Antalya'nın Manavgat ilçesine bağlı olan Side beldesine gittiğimizi ve sizi sıkmamak için sadece birkaç sevdiğim kareyi paylaştığımı belirtmek istiyorum.
Herkese mutlu cumartesiler!



   






5 Eylül 2014 Cuma

Makyaj & Güzellik : 2014 Yaz Favorilerim


Merhaba!
Kısa süreli tatilim bitti, ben geri döndüm. 
Hazır sonbahara girmişken ve ben son tatilimi de bitirmişken, geri dönüş postunu yaz favorilerim olarak seçtim. 


Yüzümü güneşten korumak için, bu yaz Farmasi'nin SPF 30 içeren güneş kremini kullandım. Cildimde bıraktığı ipeksi hissi ve kokusunu çok sevdim. 100 ml'lik bu kremin koruması da benim için oldukça yeterliydi.

Yazın cildim iyice yağlanıyor, bu yüzden ben de yağlı ciltler için olan ürünleri kullanmayı tercih ediyorum. Farmasi'nin matlaştırıcı ve dengeleyici olan bu günlük kremine tek kelimeyle bayılıyorum! Yapısı çok hafif ve içinde SPF 15 var. İlk başlarda bu kremi  sadece cildimi temizledikten sonra nemlendirme amaçlı kullanıyordum. Daha sonrasında gün içinde, cildimin yağlandığı bölgelere (yani t bölgeme) uyguladım. Cildimde ki fazla yağı emdiğini ve cildimi matlaştırdığını farkettim. Benim için iki özelliği bir arada sunması oldukça cazip. Bu üründen oldukça memnun kalmışken, kışa doğru da aynı serinin karma ciltler için olan kremini almayı düşünüyorum.


Karma ciltli olduğumdan ve yazın t bölgemin çok daha fazla yağlandığından az önce bahsettim. Bu yağlanmayı ve parlamayı önlerken bana yardımcı olan ürünlerden biri de Cettua yağ emici mendiller.


Bu yağ emici mendillerden haberi olmayan var mı bilmiyorum ama yine de öncesi-sonrası fotoğraflarını koymak istedim. Soldaki resimde kağıt, sağdakine nispeten daha opak. Sağda ise kullanıldıktan sonrasını görüyorsunuz, kağıt şeffaflaşmış oluyor. Bunun sebebi de cildimde ki yağın kağıda geçmesi.
Aslında bu ürün sadece yazın değil , tüm mevsimler favorim.


Yazın parfümlerden ziyade vücut spreylerini daha çok tercih ediyorum. Adidas'ın bu vücut spreylerinin kokularını ise çok seviyorum. Daha önce mor olanını kullanmıştım, bu sefer de mavi olanını severek kullanıyorum. Kalıcılıkları çok iyi değil ama zaten vücut spreylerinden kalıcılık beklememek gerek diye düşünüyorum.


Benim için yaz = oje demek. Çünkü diğer mevsimlerde haftanın beş günü okula gittiğim için haftada sadece iki gün oje sürebiliyorum. Ama yazın her gün farklı bir oje sürme şansım oluyor ama ojelerin kurumasını beklemek sıkıcı bir hal alabiliyor. Böyle zamanlarda yardımıma Benri'nin oje kurutucu spreyi koşuyor. 


Gelelim renkli kozmetik kısmına. Her zaman bakım ürünlerini renkli kozmetik ürünlerine tercih eden biri olmuşumdur ama yazın, sıcağın da büyük etkisiyle canım hiçbir şey sürmek istemiyor. Ben de elimden geldiğince minimal tutmaya çalışıyorum. Bella Donna'nın kahverengi göz kalemi, Farmasi'nin eyelinerı ve yoğun nemlendirme vaad eden lip balm'ı, Golden Rose'un ultra color rich rujlarından 55 numarası bu yaz en sık kullandığım renkli kozmetik ürünlerinden.


İlk olarak annemden (ç)aldığım Bella Donna'nın kahverengi göz kalemiyle başlayalım. İçince hafif ışıltılar içeren bu göz kalemini ben alt ve üst kirpik diplerim için kullanıyorum. İçindeki ışıltılar göze sürülünce pek belli olmuyor. Rengini çok çok çok sevdiğim bu kalemin doğal duruşunu ve gözümden akmaması nedeniyle bayılarak kullanıyorum. Daha doğrusu kullanıyordum, şu sıralar kendisi kayıp.

   

Bir diğer sık kullandığım göz ürünüyse, Farmasi'nin eyeliner'ı. İncecik fırçası ve kalıcılığıyla çok sevsem de, renginin birazcık daha siyah olmasını dilerdim. Çünkü istediğim siyahlığı elde etmem için birkaç kere üstünden geçmem gerekiyor.


Golden Rose'un ultra color rich serisinde ki rujlarından 55 numarası, süphesiz ki bu yaz en sık kullandığım ruj. Nemlendirici özelliğinin olması benim için çok büyük bir avantaj, çünkü yazın genellikle nemlendirici özelliği bol olan rujları tercih ediyorum. Bu rujun da hem yapısına hem rengine bayılıyorum, tek memnun olmadığım özelliği kalıcı olmaması.


Soldan sağa Bella Donna göz kalemi, Farmasi eyeliner, Farmasi yoğun nemlendirici lip balm ve Golden Rose ruj.


Her ay favoriler yazısı yazmaktansa, böyle toplu favoriler yazılarını yazmayı ve okumayı daha çok seviyorum.
Sizin de bu yaz severek kullandığınız ürünlerinizi yorum olarak bekliyorum, herkese mutlu günler. :)